Menon Paradoksu

Bu yazımda Platon'un geçiş dönemi[1] eserlerinden birisi olan Menon'da geçen bir diyalogtan süregelen Menon Paradoksunu açıklamaya çalışacak ve konudaki çeşitli fikirleri ele alacağım.


[1]Platon'un geçiş dönemi: Diyaloglardaki Sokrates karakterinin kurgusallaşmaya başladığı, Sokratesin fikirlerinin aktarılmasına mukabil Platonun eserlerinde kendi fikirlerini yansıtmaya başladığı dönem olarak kabul edilir.

Bu teori, kulağa tuhaf gelse de, öğrenim ve öğretimin doğası hakkında birçok tartışmaya önayak oldu. Bu paradoks, üstüne o kadar da düşünmediğimiz bilgi edinme işini, bilginin kendisini sorgulama ve araştırma konusunda çok yararlı bir etkinliktir. Sadece bir ussal etkinlik olarak değil, pratik hayatımıza ve dünyaya bakış açımızı da genişletecek bir olgudur. Günümüzde bu paradoksla ilgili tartışmalar devam etmektedir. Gelin birlikte paradoksun kendisini ve getirilen yanıtları tanıyalım.


Sokrates, Menon ve Erdem

Menon diyaloğunda Sokrates, gelecekte general olacak, genç ve zengin bir adam olan Menon ile erdem üzerine bir sohbet gerçekleştirir. Tartışmanın asıl konusu, erdemin nasıl edinileceğidir.

Diyalog Menon'un Sokrates'e erdemin öğretilip öğretilemeyeceğini sormasıyla başlar. Sonrasında Sokrates, erdemin özünde ne olduğunu veya nasıl elde edildiğini bilmediğini iddia edip tecahüliarifte bulunur(71b). Menon aldığı cevap sonrasında şaşakalır ve Gorgias'ın ona erdemi öğrettiğini iddia eder. Sokrates ise onu tersleyip erdemin ne olduğunu bilemeyeceğini yineler. Bu noktadan sonra diyalog bizi ünlü Menon Paradoksu'na götürür.

Menon Sokrates'e ne aradığını bilmezse herhangi bir şeyi nasıl öğrenebileceğini sorar. Çünkü bu şartlarda bir şeyi soruşturmak mümkün değildir. Çünkü aradığı şey eğer bildiği bir şey ise, zaten soruşturmasına gerek yoktur. Eğer aradığı şeyin bilgisine sahip değilse, bu şey hakkında bir soruşturma yapamaz çünkü neyi soruşturacağı hakkında bir bilgisi yoktur. Dolayısıyla bir şeyi soruşturmak ya gereksizdir ya da imkansızdır.




Paradoksun Sokrates - Platon Cevabı

Sokrates (Platon), bu konuyu Hatırlama Teorisi ile açıklığa kavuşturmaya çalışır. Hatırlama Teorisi, bu hayatta edinilen deneyimlerin, ruhun önceki hayattaki bilgilerinin hatırlanması olduğu fikridir. Bu teoriye göre bilgi dış dünyada değil, içkin bir şekilde kendimizde; bilincimizde bulunur.

Basitçe paradoks neyin bilinmediğinin bilinemeyeceği üzerine kurulu olduğu için, bu yanıt bilginin dış dünyada değil, içkin bir şekilde insanda bulunduğunu ve bunun edinildiğini değil hatırlandığını iddia eder.




Aristoteles'in Cevabı

Aristotelese göre paradoks sıkıntılıdır. Bu sıkıntı, tikel[2] ve tümel[3] arasındaki ilişkiyi algılamaktan kaynaklanır.

Aristoteles, paradoksu İkinci Analitikler'in ikinci kitabında, bir nesnenin imlediği şey ile o nesnenin özü arasında bir ayrım yapmak yoluyla çözer. Bununla birlikte Orta Terim[4] üzerinde duran Aristoteles, bunu şu sözlerle izah eder:


“Olanı veya genel anlamda varlığı araştırdığımızda, bir orta terimin olup olmadığını araştırırız. Olanı veya – ister tikel olarak ister genel anlamda – varlığı bilip yeniden niçinini veya neliğini araştırdığımızda, orta terimin ne olduğunu araştırırız. ‘tikel olarak varlık’ ve ‘genel anlamda varlık’ dediklerim şu: ‘Ay tutulur mu?’ veya ‘Ay büyür mü?’ tikel, böylelerinde nesnenin ne olduğunu veya ne olmadığını araştırırız; ne ki Ay’ın veya gecenin var olup olmamasını araştırdığımızda genel anlamda varlığı araştırırız. Öyleyse her araştırmada ya bir orta terimin olup olmadığı ya da orta terimin ne olduğu araştırılır. Nitekim her durumda araştırılan neden orta terimdir. O halde ‘tutulur mu’ demek ‘tutulmanın bir nedeni var mı yok mu’ demektir ve bir nedeni olduğunu bildikten sonra, bunun ne olduğunu araştırırız.” (89b-90a)

Çünkü Aristoteles’e göre bilmek orta terimi bilmektir. Orta terim bize nedenleri verendir. Orta terim ile kastettiği şeyin ise, bu örnekten hareketle, Ay, Yeryüzü ve Güneş gibi öznelerin tutulma durumunda bizim bilgimize nasıl kaynaklık ettiği ve aslında araştırılanın tikellerin nelikleri, yani orta terim olduğudur. Örneğin tutulma durumu araştırılırken “iki gezegenin arada olma ve olmama” gibi durumlarının da araştırılmasının orta terim araştırması olduğunu söyler (90a).

[2] Tikel: Bir türün bütün bireylerine değil de bir veya birkaç bireyine ilişkin olan, tümelin karşıtı.
[3] Tümel: Belli bir sınıfa bağlı bütün bireyleri içine alan. Bütün kapsamıyla alınmış olan önerme.
[4] Orta Terim: Büyük terimle küçük terim arasında bağlantı kuran aracı terim; her iki öncülde de bulunup sonuçta bulunmayan terim.


Farabi'nin Cevabı

Aristoteles'e benzer bir biçimde tikel ve tümelleri ayırarak tümevarım yoluyla bir açıklama getirmeye çalışır. Farabi açıklamasına öncelikle bilgiyi iki sınıfa ayırarak başlar. Tasdik[5] ve Tasavvur[6] olarak belirlediği bu bilgi türlerini tümellere dayandırarak açıklamaya çalışır. Tasdikler kesin ve kesin olmayan olmak üzere ikiye ayrılırken, tasavvurlar ise zihinde bulunan gerçeklik görüntüleridir.

Platon'un Hatırlama Teorisini eleştirerek başlayan Farabi, Aristoteles'in çözümünü de yeterli bulmaz. Buna karşın kendisi eksik olan noktayı tamamlamaya çalışan bir izahta bulunur. İleri sürdüğü çözüm önerisine göre, ilk ilkelerin oluşmasında etkili olan bir akıl vardır. Yani insan zihninde öncül bilgiler bulunur ve bunlara dayanılarak tümevarımlar yapılır.

Görülüyor ki Farabi de izah yönünden Aristo'ya çok yakın bir konumda dursa da, paradoksa tam bir çözüm getirememiştir. Çünkü ilgili izahtan sonra şüphesiz ki ilk sorulardan birisi o halde ilk ilkeler insan zihnende neden ve nasıl bulunur olacaktır.

[5] Tasdik: Doğrulama, doğruluğunu teyit etme.
[6] Tasavvur: Kendi kendine resmetme, düşleme, düşünme, zihinde canlandırma





Descartes'ın Cevabı

Descartes'ın özgül olarak bu paradoksa bir cevabı olmasa da, kendisi en ünlü sözüyle mukabil bir şekilde varlık konusu üzerinde hayli düşünmüş ve düşündürtmüştür.

"Düşünüyorum öyleyse varım."

Bu bize hangi "orta terim", hangi "tasavvur" olacağı önemli olmaksızın, düşünme eyleminin kendisi dolayısıyla bireyin kendi varlığından emin olabileceğini gösterir. Bu başlangıç noktasından insan, faaliyetlerini, erdemlerini, hayatından edindiği deneyimleri tetkik ve tenkit edebilir. Her halükarda, eğer öğrenme işi bir hatırlama faaliyeti olsa bile eğitimin bir parçasıdır.

Kaynakça

Kadığ Cemre, 2019, "Menon Paradoksu: Aristoteles ve Farabinin Çözümü", Pamukkale Üniversitesi

Meno's Paradox, Yang  Wang: Menos Paradox


















Yorumlar

Popüler Yayınlar